Yaklaşık 1 ay önce babamı kaybettim. Hayatımda en sevdiğim insanı, canımı... Herkes zaman herşeyin ilacı diyo fakat zaman geçtikçe acımın daha da büyüdüğünü hissediyorum. "Neden ben?" diyorum "Neden ben de bi başkası değil?"
Bu kaos içinde sürüklenirken birden kızım çıkıyo karşıma. O melek yüzüyle bana bakıyo... Ben ağlayınca yanıma gelip göz yaşlarımı siliyo öpüyo beni "anne" diyo ve hemen beni güldürmeye çalışıyo... O an dünya duruyo işte... O an herşey duruyo...
Bu süreci kızım sayesinde atlatacağım ama babacığım bil ki seni çok özlüyo, seni çok arıyorum. Ellerinin sıcaklığı hala aklımda... Sesin hala kulaklarımda... Hala aklımda seninle konuşuyorum sana sorular soruyorum senden cevaplar bekliyorum... Tek tesellim benim mürvetimi görmüş olman ve torununu kucağına alman. Huzur içinde yat babacığım seni çok seviyorum...
Bu yazıyı yazmaya karar vermem çok zor oldu. Yazıyı yazacağım zamanda internetten psikolojide yas süreciyle ilgili bilgiler buldum ve çok ilginç aynı hissettiklerim yazılmış ama ben daha başındayım bu evrelerin. Sizlerle paylaşmak istiyorum;
Yas süreci hangi aşamalardan geçerek gelişir?
İnkar ve şok; Başlangıçta, sevdiğimiz birinin ölümünü kabul etmek zordur, ölümün gerçekliğini inkar edebiliriz. Yakınınızın ölümüyle ve genel olarak ölümle ilgili duygularınızı yakınlarınızla paylaştıkça, kabullenmek kolaylaşır.
Pazarlık; Kayıp gerçeğinden kaçınma amacıyla yapılan bu son girişimde kişi Tanrı’yla pazarlık etme girişiminde bulunur. Bu aşamada temel düşünce “evet, başıma gelenleri kabul edeceğim ama bazı şartlarım olacak” şeklindedir; artık kayıp kabul edilmeye ve kayıp sonrası yeni hayatın koşulları gözden geçirilmeye başlamıştır.”
Kızgınlık; Sizi geride bırakıp gittiği, yaşamdayken yaptığı ya da yapmadığı şeyler için ölen kişiye kızgınlık duyabilir, bu kızgınlığınızı başkalarına yöneltebilirsiniz. Ölen birine kızgınlık duymak sizi dehşete düşürebilir, oysa olanları kabul ederek ve paylaşarak zaman içinde daha az kızgın olursunuz.”
Suçluluk; Bir yakınınızı kaybettiğinizde, onunla yaptığınız ya da yapmadığınız şeylerden ötürü pişmanlık ve suçluluk hissedebilirsiniz. Yaşananları değiştiremezsiniz, hata yapmış olsanız da insani yanınızı kabul edin, kendinizi affedin.
Adalet arama; Bu aşamada en çok sorulan soru şudur: “Neden ben?” Ölümün adaletsizliğine karşı çıkar ve yaşadığınız kaybın bir şeyin bedeli olup olmadığını anlamaya çalışır, bulamayınca isyan edebilirsiniz. Ölümü hak edilecek bir ceza değil, yaşamın akışının bir parçası olarak görmeye çalışın.
Depresyon; Başlangıçta büyük bir kayıp ya da boşluk hissi yaşayabilirsiniz. Ruh halinde düzensizlikler, yalnızlık duygusu ve sosyal çevreden uzaklaşma bunu izleyebilir. Yas tutan biri olarak eski halinize dönmek ve sosyal çevrenizde olup bitenlerle eskisi gibi ilgilenmek zaman alabilir. Unutmayın ki bu aşamada cesaret verme ya da güven tazeleme gibi teselliler değil, acıya saygı ve sosyal destek yardımcı olur.
Yalnızlık; Kaybınız nedeniyle sosyal yaşamınızda oluşan değişiklikler, kendinizi yalnız ve korku içinde hissetmenize neden olabilir. İnsanlarla görüşür, yeni arkadaşlar edinirseniz, bu duygularınız zamanla azalır.
Kabullenme; Kaybı kabullenme, ondan mutluluk duymak demek değildir. Kaybedileni unutmak ya da önemsememek de değildir. Tam tersine, durumun gerçek olduğunu kabul ederek, onunla başa çıkmaya çalışırsınız.
Umut; Zamanla hatırlamanın daha az acı verdiği bir noktaya gelecek, geleceğe ve daha güzel günlere umutla bakmaya başlayacaksınız. Değiştiremeyeceğimiz gerçeklerle başa çıkmada kendinize zaman tanıyın.
SELEN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder